Posts

Malazgirt Meydan Muharebesi ve Anadolu’nun Kapılarının Açılışı (abdurakhman manar)

 1071 yılı yazında, Selçuklu Sultanı Alp Arslan ile Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes, tarihin en önemli savaşlarından birinde karşı karşıya geldi. Bu savaş, yalnızca iki ordu arasındaki bir mücadele değil, aynı zamanda Anadolu’nun geleceğini belirleyecek bir dönüm noktasıydı. Selçukluların hedefi, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi için kalıcı bir kapı açmak, Bizans’ın ise bu ilerleyişi durdurup hâkimiyetini korumaktı. Alp Arslan, Bizans İmparatorluğu’nun bu savaşa hazırlanmak için büyük bir ordu topladığını öğrendiğinde, ordusuyla birlikte doğuya doğru ilerledi. Bizans ordusu, yaklaşık 100.000 kişilik devasa bir güçten oluşuyordu; bu sayı Selçuklu ordusunun neredeyse üç katıydı. Ancak Alp Arslan, ordusunun hızlı, disiplinli ve savaş taktiklerinde üstün olduğunu biliyordu. Ayrıca, savaş alanını seçerek düşmanını kendi belirlediği şartlarda karşılamayı planladı. Savaş, 26 Ağustos 1071’de, bugünkü Türkiye'nin Muş iline yakın Malazgirt Ovası’nda başladı. Selçuklu ordusu, hilal takt...

1453 İstanbul’un Fethi (ramazan coşkun)

 1453 yılında, Osmanlı Sultanı II. Mehmet, büyük bir kararlılıkla Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul’u fethetmeye karar verdi. Genç yaşına rağmen güçlü bir liderlik sergileyen Mehmet, bu şehrin sadece Osmanlı için değil, tüm İslam dünyası için manevi ve stratejik bir öneme sahip olduğunu biliyordu. İstanbul, yüzyıllar boyunca birçok kuşatmaya direnen, güçlü surları ve stratejik konumuyla meşhur bir şehirdi. Ancak II. Mehmet, bu savunmayı aşmak için tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hazırlık sürecine girişti. Fetih için en önemli adımlardan biri, Boğaz’ın kontrolünü tamamen ele geçirmekti. Bunun için Karadeniz girişinde, Rumeli Hisarı’nı inşa ettirdi. Bu hisar, Bizans’a denizden gelecek yardımları engellemek amacıyla stratejik bir noktaya yapılmıştı. Mehmet ayrıca, Macar mühendis Urban’ı yanına alarak devasa toplar döktürdü. Bu toplar, o dönemin en ileri teknolojisini temsil ediyordu ve Bizans’ın ünlü surlarını delmek için tasarlanmıştı. Osmanlı ordusu, bu kuşatma için...

Hastings Savaşı (ömer baha köse)

Orta Çağ, savaşların sıkça yaşandığı, siyasi ve askeri yapının sürekli değiştiği bir dönemdi. Bu dönemdeki savaşlar, sadece bölgesel değil, aynı zamanda kıtasal ölçekte de büyük etkilere yol açmıştır. Bu makalede, Orta Çağ'ın en önemli savaşlarından biri olan Hastings Savaşı'nı inceleyeceğiz. 1066 yılında gerçekleşen bu savaş, İngiltere'nin kaderini değiştiren bir dönüm noktasıydı. Savaşın Arka Planı Hastings Savaşı, İngiltere tahtına kimin hükmedeceği konusunda çıkan bir anlaşmazlık sonucu patlak verdi. 1066 yılında İngiltere Kralı Edward, "Dürüst" olarak bilinen, tahttan çocuk bırakmadan ölmüştü. Bu durum, çeşitli rakiplerin İngiltere tahtı üzerinde hak iddia etmesine yol açtı. İki ana aday vardı: Harold Godwinson , İngiltere'nin en güçlü asilzadesi ve Edward'ın kuzeni, William (Normandiya Dükalığı), Edward'ın uzak kuzeni ve Fransa'nın kuzeyinde güçlü bir hükümdar. Harold, Edward'ın ölümünden sonra İngiltere tahtını işgal etti. Ancak Willia...

Babil’in Asma Bahçeleri: Antik Dünyanın Bir Harikası (yiğit hamza)

Image
Babil'in Asma Bahçeleri, antik dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinir ve bugüne kadar tarihin en büyük gizemlerinden biri olarak kalmıştır. Efsaneye göre, bu muhteşem bahçeler, Babil kralı II. Nebukadnezar tarafından eşi Amytis'e duyduğu aşk için inşa edilmiştir. Kurak bir bölgede, yeşilliklerle dolu, teraslı yapılar insan yapımı bir cennet yaratıyordu. Bu bahçelerin gerçekten var olup olmadığı hala tartışma konusudur. Bazı tarihçiler bahçelerin Babil'de değil, Asur İmparatorluğu'nun başkenti Nineveh'de olabileceğini öne sürerken, diğerleri bunun sadece mitolojik bir hikaye olduğunu düşünür. Ancak eski yazıtlardaki betimlemeler, bahçelerin büyüklüğünü ve güzelliğini hayal etmemize olanak tanır. Mekanik su taşıma sistemleriyle çalışan bu bahçeler, antik dünyanın mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Doğanın ve insan zekasının birleşimi olan bu yapı, tarih boyunca estetik ve bilim arasındaki dengeyi simgelemiştir.

Tarihsel Bilginin Yeniden Değerlendirilmesi (erdem coşar)

 Tarih, değişmeyen bir bilgi alanı değildir. Yeni kaynakların keşfedilmesi veya mevcut kaynakların yeniden yorumlanmasıyla tarihsel bilgiler sürekli olarak güncellenir. Teknolojik gelişmeler, özellikle dijital arşivleme, kaynakların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar ve yeni yorumlara olanak tanır.

Sonuçların Yazımı ve Yayımı (muhammed ali erkan)

 Elde edilen bilgiler, genellikle akademik makaleler, kitaplar, belgeseller veya halk için hazırlanmış popüler tarih eserleri şeklinde yayımlanır. Tarihçilerin yazım sürecinde şu hususlara dikkat etmesi gerekir: Bilimsel Dil Kullanımı: Bilgiler açık, anlaşılır ve tarafsız bir dille sunulmalıdır. Kaynak Belirtme: Kullanılan tüm kaynaklar doğru şekilde referans gösterilmelidir. Eleştirel Düşünceyi Teşvik: Okuyucuların konuyu farklı perspektiflerden ele alabilmesi için çok yönlü bilgiler sunulmalıdır.